Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | yaramazlık yapmak | act up v. | ||
Our teacher got mad at Tom because he was acting up in class. Sınıfta yaramazlık yaptığı için öğretmenimiz Tom'a kızdı. More Sentences |
||||
Common Usage | yaramazlık yapmak | misbehave v. | ||
Mom said if I misbehave, she'll take away the computer for a week. Annem yaramazlık yaparsam bilgisayarı bir haftalığına alacağını söyledi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yaramazlık yapmak | be naughty v. | ||
Tom is being naughty, isn't he? Tom yaramazlık yapıyor, değil mi? More Sentences |
||||
General | yaramazlık yapmak | behave or function improperly v. | ||
General | yaramazlık yapmak | monkey about v. | ||
General | yaramazlık yapmak | monkey around v. | ||
General | yaramazlık yapmak | muck up [australia] v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | yaramazlık yapmak | go amok v. | ||
Colloquial | yaramazlık yapmak | go amuck v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | yaramazlık yapmak | make mischief v. | ||
Idioms | yaramazlık yapmak | play hob v. | ||
Idioms | yaramazlık yapmak | act out v. | ||
Idioms | yaramazlık yapmak | play (up) old gooseberry [obsolete] v. | ||
Slang | ||||
Slang | yaramazlık yapmak | get weird v. | ||
Modern Slang | ||||
Modern Slang | yaramazlık yapmak | be acting fresh v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | haylazlık/yaramazlık yapmak | act out v. |
Phrasals | biriyle birlikte yaramazlık yapmak | clown around with someone v. |
Idioms | ||
Idioms | haylazlık/yaramazlık yapmak | step out of line v. |
Slang | ||
Slang | haytalık/yaramazlık yapmak | show (one's) butt [southern us] v. |